Tarihî parçaların kullanılmasıyla doğan çakı serisine eklenen bu ürün, belki de Böker’in 2022 yılındaki en heyecan verici yeniliğidir. Tarihsel geçmişe sahip malzemeleri yüksek kaliteli işçilikle buluşturan Böker, yaşayan tarihin parçalarını koleksiyon ürünlerine çevirerek onlara yeniden hayat vermektedir. Tank çeliklerinden elde edilen çok özel Damascus ürünler arasında, Tiger-Damascus da yerini almıştır.
Dünya çapında ‘‘Tiger’’ olarak bilinen ‘‘Panzerkampfwagen VI’’, 1942 yazının sonundan itibaren Wehrmacht (Nazi Almanya’sının ‘‘Silahlı Kuvvetler’’i) tarafından kullanıldı. Sadece 1350 adetlik mütevazı üretim sayısına ve bunun sonucunda düşük stratejik öneme sahip olmasına rağmen, tarihin en ünlü tanklarından biri olarak kabul edilir.
Kalın zırhıyla ünlü bu ağır tankın geliştirilmeye başlanması, 1937'ye kadar uzanabilse de seri üretim Ağustos 1942'de başlamıştır. Bugün, tüm dünyada, müze ve özel koleksiyonlarda sergilenen sadece yedi adet korunmuş örnek (2021 yılı itibarıyla, çalışır-yürür duruma getirilen tek örneğin ‘‘UK's Tank Museum’’da bulunduğu bilgisi mevcuttur.) bulunmaktadır. Sayı o kadar azdır ki farklı tankların elde kalan parçalarından, yapboz gibi, tank oluşturma yoluna gidilmiştir. Farklı üretim yıllarının enkaz parçalarından ‘‘toplanan’’ tanka, Dr. Frankenstein’ın canavarından esinlenilerek ‘‘Frankentiger’’ denilmektedir.
İzlediğiniz ürünün imalinde kullanılan tank parçaları, 1944 yazında Letonya'da Bauska kasabası yakınlarındaki yoğun ormanlık bir alanda savaşta yok edilen Schwere Panzerabteilung 502 (502. Ağır tank taburu) içindeki Tiger I'den gelmektedir. Orijinal kazı alanında bulunan enkazdan yola çıkarak, bu Tiger'ın erken ve orta üretim bir model olduğu belirlenmiştir. Kalıntılara verilen savaş hasarının incelenmesi, askerî kayıtlar ve yerel tarihî hesaplar, bu Tiger tankının hem bir Rus T-34 orta tankı hem de bir SU-76 (76 mm’lik tanksavar topuna sahip zırhlı ve paletli bir araç) ile çarpıştığını ve ayrıca sabit bir 45 mm'lik tanksavar topu tarafından hasar gördüğünü ortaya koymuştur. Hangi çarpmanın en fazla hasara yol açtığı ve Tiger'ın kaderini çizdiği hâlâ tam olarak belli değildir. Bununla birlikte, ağır zırhta 76 mm'lik birkaç parça bulunmaktadır ve Tiger’ın sonunu belirleyen vuruşların, 300 metre ötede o da yok edilmeden önce, yakınındaki bir T-34 tarafından yapıldığı varsayılmaktadır.
Savaştan sağ kurtulmayı başaran Otto Carius ve Albert Kerscher, 2. Dünya Savaşı’nın en başarılı tank komutanlarındandır. Her ikisi de bu çakıya hayat veren tankın da bağlı olduğu 502. Ağır tank taburu içinde, Sovyet kuvvetlerinin Riga’ya ilerlemesini durdurmaya çalışıyorlardı. Tukums yakınlarında Sovyet güçlerine vurulan darbe, Kuzey Ordular Grubu’na bağlı çok sayıda askerin Kurlandiya’ya geri çekilmesini sağladı. Orada, Kurland Ordular Grubu (Heeresgruppe Kurland) adını alan kuvvetler, Sovyet ilerleyişinin daha sonraki seyrinde kuşatıldılar. Kara desteği kesilen birlikler (Almanya'nın kayıtsız şartsız teslim olmasıyla birlikte, 8 Mayıs 1945'te, Üst Komutanlık'tan aldıkları emir üzerine Sovyet Komutanlığı'na teslim olana kadar), Sovyet kuvvetlerinin altı büyük saldırısına dayandı.
İşte bu çok kısa anlatımla (Hatırlamak ya da daha geniş şekilde öğrenmek için Riga Taaruzu ve Kurlandiya Kuşatması hakkında okuma yapabilirsiniz.) kökenini vurgulamaya çalıştığımız bir tank enkazı, günümüzün bu nadide koleksiyon parçasına hayat vermiştir.
Keskin kenarı uca kadar düz biçimde çıkan (straight edge) yapısıyla da Tiger tankının köşeli yapısına bir göndermede bulunan bu çakının namlusu, Bauska'da etkisiz hâle getirilen tankın çeliğinden dövülen benzersiz bir Damascus çelikten imal edilmiştir. Paslanmaz olmayan mozaik Damascus, Chad Nichols tarafından ‘‘Intrepid’’ deseninde, Böker için elde dövülmüştür. Desen, Tiger'ın ağır paletlerinin zeminde bıraktığı izleri andırmaktadır.
Mozaik Damascus’un, uzlaşılmış ve net bir tanımı olmamasına karşın, ayırt edici özelliği; desenlerin, Damascus’u oluşturan çubuğun uç yüzlerinde görülebilmesidir. Mozaik Damascus, geleneksel Damascus’tan farklı olarak, klasik katmanlardan oluşmaz. Mozaik Damascus çeliğinin yapılması; birbirine kaynaştırılan çelik çubukların kesildiği (Desene bağlı olarak açılı kesimler de kullanılır.) ve kademeli biçimde tekrar birbirine eklenip dövüldüğü karmaşık bir süreçtir.
Tam düz ağız açımı (full flat grind) yapılan sivri uç (clip point) yapısındaki namlunun hareketi, bilyeli rulmanlar kullanılmasıyla, pürüzsüzdür. Kavisli ağız başlangıç çizgisi sayesinde, uzun bir keskin kenarla sağlam bir ricasso harmanlanmıştır. Çift yönlü başparmak çıkıntısı (çıkarılabilir) sayesinde istenen elle ve kolaylıkla açılan namlu, gövde kilit (framelock) mekanizmayla sabitlenmektedir. Sapın kilit özelliği gösteren tarafının çelikten [Taşlanarak (stonewash) mat ve dayanıklı kılınmıştır] imal edilmesi, sağlamlığı pekiştirmektedir. Patentli ‘‘Hinderer Kilit Durdurucu’’ (Hinderer Lock-Stop) kilidin aşırı gerilmesini engellemektedir. Bıçağın genel şeklinin, zırhlının estetik hatlarına bir övgü niteliği taşımasına çaba gösterilmiştir. Pivot pim görevindeki vida da karakteristik ana tahrik dişlisi model alınarak üretilmiştir. Çakının ön kanadı, geniş gözenekli (burlap) ve siyah mikartadır. Zaten iyi kavranan, sağlam ve çevresel koşullara dayanıklı sapın yüzeyi üzerinde hassas bir çalışma yapılmış ve Alman zırhlı araçlarının Zimmerit (Mıknatıslı patlayıcıların zırhlı araçlara yapışmasını önlemek için tasarlanmış bir kaplama.) kaplamasının karakteristik yüzey yapısını anımsatacak oluklar oyulmuştur.
Sapın dip kısmına doğru bir kordon deliği (lanyard hole) de bulunan çakı, tek parça çelikten işlenerek imal edilen cep klipsi (çıkarılabilir) sayesinde kolaylıkla taşınabilmektedir. Çakının cepte derin pozisyonda sabitlenmesini sağlayan cep klipsinin ucuna çelik bir top da yerleştirilmiştir. Böylelikle hem sapın çizilmesinin önüne geçilmiştir hem de klipsin daha sağlıklı (sıkıştırma görevini iyi yaparak ve takılmadan) kullanılabilmesi sağlanmıştır.
Böker’in Solingen’deki fabrikasında, el işçiliğiyle üretilen ve seri numarası taşıyan Böker Tiger-Damascus; orijinallik sertifikası ve şeffaf sergi kutusu ile sunuluyor.
Tüm dünyada bıçak denince akla gelen ilk markalardan olan Böker, 1869 yılından beri Solingen'de, kendi deyimleriyle ''olağanüstü bıçaklar için tutku ve coşku ile'' üretim yapıyor. Kalitenin sembolü olan ve ''Tree Brand'' olarak bilinen markasındaki ağacın kökleri ise 1674 yılına kadar uzanıyor.
Böyle bir geçmişle, günümüzde küresel bir inovasyon liderine ve Avrupa'da spor, taktik, koleksiyon bıçaklarının en büyük üreticisine dönüşen Böker son derece geniş bir ürün gamına sahip.
Alman bıçak devi, Böker Manufaktur olarak üretimini Solingen'de sürdürürken; Böker Arbolito, Böker Plus ve Magnum by Böker isimleri altında küresel ölçekte de üretime geçti. Böker Arbolito, Arjantin-Buenos Aires'te, seçkin malzemelerden el yapımı üretilen bıçakların ifadesi. Böker Plus konsept, tasarım ve yapımı Solingen'de gerçekleştirilirken imalatı Almanya dışında (Avrupa, ABD ve Asya) sürdürülen üretim kategorisi. Böker Magnum ise fiyat performans önceliğinde, konsept Solingen'e bağlı olmakla ve Böker adını taşımakla birlikte tasarım ve üretim Almanya dışında yapılıyor.
Dolayısıyla, en nadide koleksiyon parçalardan, fiyata göre performansı iyi ekonomik modellere kadar seçenekler ''Böker'' isminin güvencesiyle sunuluyor.
Büyük üretici, sadece bıçak yapımında değil, anlaşma sağladığı diğer markalar ile bıçak ticaretinde de önemli role sahip.